19 Ağustos 2012 Pazar

Diyanet´ten kürtajcýlara ders gibi cevap

Diyanet´ten kürtajcilara ders gibi cevap

Diyanet Isleri Baskanligi Egitim Hizmetleri Genel Müdürlügü tarafindan Sapanca'da düzenlenen "Il Müftüleri Semineri Sonuç Bildirgesi" açiklandi. Gündeme iliskin pek çok konunun yer aldigi sonuç bildirgesinde Diyanet Isleri Baskani Prof. Dr. Mehmet Görmez'in seminerin açilisinda kürtaja iliskin yaptigi açiklamalarin "Diyanet'in siyasete müdahalesi" seklinde algilanmasinin büyük bir haksizlik olduguna dikkat çekildi.  Bildirgede kürtajin dünya ölçeginde hemen her dinin üzerinde israrla durdugu ve görüs beyan ettigi konular arasinda yer aldigi belirtilerek söyle denildi;  "Dinî olan bir meselede Diyanet'in görüs beyan etmemesini istemek haksizliktir." "Özü itibariyle dinî olan bir meselede, meselenin politik, ekonomik, sosyal, bilimsel, hukukî, psikolojik ilgisi var diye Diyanet'in görüsbeyan etmemesini beklemek hatta istemek haksizliktir. Görevini yapmasindan dolayi sifati ne olursa olsun hiç kimse, Diyanet'i kinama hak ve salahiyetini kendinde görmemelidir. Çagdas toplum, açik toplumdur. Düsünce ve kanaat hürriyetini güvence altina alan bir toplumdur. Bireylerin fikir ve düsünceleri ne kadar sayginsa yetkisini yasalardan alan müessese ve kurumlarin da ilgi alanlarina iliskin görüs ve beyanlari da en az o kadar saygindir. Bu baglamda çesitli vesilelerle Diyanet'i siyasi tartismalarin malzemesi veya tarafi hâline getirmeye çalismak ve Diyanet üzerinden siyaset yapmak hem yüce dinimize hem milletimizin yüksek inanç degerlerine hem de Diyanet Isleri Baskanliginin din-siyaset iliskisine dair yerlesik teamüllerine yapilabilecek en büyük haksizliktir." Diyanet Isleri Baskanliginin Cumhuriyetin en temel kurumlarindan biri oldugu hatirlatilan bildirgede, Baskanligin yasam hakki ve insan bedeninin degeri konusundaki belli basli hassasiyetleri dikkate alarak kamuoyunu bilgilendirmesinin Diyanet Isleri Baskanliginin toplumu din konusunda aydinlatma görevinin bir parçasi ve varliginin geregi oldugu ifade edildi. "Kürtaj sadece bir kadin meselesi degildir." Kürtaja iliskin düzenlemelerin yasal müdahalelerle ya da yasaklayici baska tedbirlerle ele alinmasinin sorunu çözmeye yetmeyeceginin de vurgulandigi sonuç bildirgesinde, su ifadelere yer verildi; "Dinî konularin siyasî bir dil içinde tartisiliyor iddiasiyla ihmal edilmesi, bu konuda Baskanligin vurguladigi temalari sorgulamak, her seyden önce bir usûl ve yöntem sorunu olarak dikkat çekmektedir. Öte yandan kürtaja iliskin düzenlemelerin yasal müdahalelerle ya da yasaklayici baska tedbirlerle ele alinmasi sorunun devasa agirligini gidermeye yetmemektedir. Esasen Islâmî ilke ve degerler, esref-i mahlûkat olarak kabul edilen insanin bedenen ve ruhen korunmasi hususunda bu emanete talip olan herkesi apaçik bir sorumluluga davet etmektedir. Ayrica kürtaj meselesinin sadece bir kadin meselesi olarak ele alinmasi büyük bir haksizliktir. Zira tarih boyunca bu meselenin en büyük sorumlusu, en büyük müsebbibi erkekler iken, en çok istirabini çekenler, mazlum ve magdur olanlar da hep kadinlar olmustur. "Kürtaj konusunda daha genis bir rapor hazirlanacak." Kürtaj konusunda yapilan tartismalar, konunun basta dinî boyutu olmak üzere tibbî, ekonomik, sosyal, bilimsel, hukukî, psikolojik hatta politik boyutlari üzerinde kamuoyunun daha fazla bilgilendirilmesine ihtiyaç oldugunu göstermektedir. Baskanligimiz ilerleyen günlerde bu konuda bir rapor hazirlayarak kamuoyunu bilgilendirecektir." "Çocuk yasta zorla evliligi, dinen mesrulastirmaya çalismak büyük bir yanlistir. Asla kabul edilemez." Kamuoyunda sikça gündeme gelen "çocuk gelinler" konusu da il müftüleri semireni sonuç bildirgesinin maddeleri arasinda yer aldi.  Çocuk yasta zorla evlendirilmenin insanin onuruna uygun bir sekilde hayatin sürdürülmesi hakkinin ihlali oldugu belirtilen bildirgede; "Hayat hakkini, insanin onuruna uygun bir sekilde hayatin sürdürülmesi hakkini gasbetmek ve bu hususta çocuklari istismar konusu yapmak asla kabul edilemez. Bu baglamda kamuoyunda "çocuk gelinler" olarak bilinen kiz çocuklarini, anne olma ve aile kurma sorumluluguna sahip olmadan, rizasi disinda evlendirmeye zorlamak ve söz konusu uygulamalari nikahta riza/irade hürriyetini sart kosan Islâm dininden hareketle mesrulastirmaya çalismak büyük bir yanlisliktir." denildi. Il Müftüleri Semineri Sonuç Bildirgesi'nde öne çikan diger basliklar söyle: "Islâm cografyasi, yeniden bir ilim ve medeniyet cografyasina dönüsmeli."[page_end] Islâm dünyasi günümüzde bir taraftan Müslüman halklarin kendi hür iradeleriyle yönetimlerini belirleme isteklerinin açikça ortaya çiktigi; diger taraftan tarihte yasanmis mezhep farkliliklarinin çatismaya sürüklenmesinin tahrik edildigi; zulümlerin, savaslarin, çatismalarin, insan haklari ihlâllerinin, cinayetlerin, terör ve siddetin, ekonomik sikintilarin, fakirligin, cehaletin, geri kalmisligin yasandigi zorlu bir süreçten geçmektedir. Özellikle yakin cografyamizda yasanan elim hadiseler, hem bu ülkelerde yasayan kardeslerimizin hem de bütün Müslümanlarin tarihin ender gördügü agir bir fitneyle imtihandan geçtigini göstermektedir. Bu durumda Müslüman topluluklarin her türlü ser odagina karsi basiretli, ferasetli ve uyanik olmak yükümlülügü vardir. Akan kan, kardeskanidir. Tarih boyunca Islâm medeniyetine ve onun tüm düsünce yapilarina besiklik eden cografyalarda meydana gelen terör ve siddet olaylarinin bir mezhep gerilimi olarak lanse edilmesi ise büyük bir yanilsamadir. Yasanan bu hadiselerin bir an önce sona ermesi ve Islâm cografyasinin bir aci ve elem cografyasi olmaktan kurtularak yeniden bir ilim ve medeniyet cografyasina dönüsmesi en büyük temennimizdir. "Hizmetlerimiz, yerel ve bölgesel sartlar göz ardi edilerek sürdürülemez." Ülkemiz basta terör olmak üzere pek çok sorunla karsi karsiyadir. Ülkemizin toplumsal birlik ve bütünlügünü koruyarak bu sorunlarin üstesinden gelecegine olan inancimiz tamdir. Ülkemizin hemen her kösesinde büyük bir sabir ve heyecanla sürdürmekte oldugumuz hizmetler, yerel ve bölgesel sartlari göz ardi eden bir anlayisla sürdürülemez. Alevî vatandaslarimiz basta olmak üzere Caferî, Bektasî ve Nusayrî vatandaslarimizin dinî ihtiyaç ve taleplerine kulak vermek, ertelenemeyecek bir gerekliliktir. Diyanet Isleri Baskanligi, siyasî, mezhebi ya da kültürel tercihleri ne olursa olsun bütün vatandaslarimizin hizmet taleplerine cevap vermeye gayret etmektedir. "Bütün dinlerin ibadet mekânlari dokunulmazdir." Bütün dinlerin ibadet mekânlari dokunulmazdir. Mabet masuniyeti Islâm inanç ve kültürünün güvence altina aldigi bir ilkedir. Dolayisiyla ne Avrupa'da Islamofobi çerçevesinde camilere yönelik ortaya çikan siddet, ne de Islâm dünyasinda gayr-i müslimlerin mabetlerine yöneltilen saldirilar kabul edilebilir. Diyanet Isleri Baskanligi, tüm inanç yapilarinin dokunulmazligi noktasinda Islâm'in yüksek ilke ve degerlerini korumak ve hatirlatmak zorundadir. "Camiler sürekli açik kalacak." Camilerimizin sadece namaz vakitlerinde degil vatandaslarimizin ihtiyaç ve taleplerine cevap verecek sekilde sürekli açik tutulmasi camilerin asli fonksiyonunu icra etmesinin geregidir. Haftalik cami derslerinin (tefsir, hadis, ilmihal, siyer vb); büyük, tarihî ya da selâtin camilerden birinde haftada bir düzenlenmesi, plânlanan sabah namazi programlarinin, bütün il ve ilçelerimizde aksatilmadan yürütülmesi, görevlilerimizin günün belirli saatlerinde halka açik dersler baslatmasi büyük önem arz etmektedir. "Camiler, çagin ihtiyaçlarina göre düzenlenmeli" Camilerin Islâm kültür ve medeniyetinin kadim estetik anlayisi dogrultusunda insa edilmesine ve kadin, çocuk, yasli ve engellilerin ihtiyaçlari göz önünde bulundurularak düzenlenmesine özen gösterilmelidir. "Yüz yüze vaaz projesi devam etmeli."[page_end] Merkezi ezan ve merkezi vaaz uygulamasina son verilmesi yönünde baslatilan çalismalar ve özellikle yüz yüze vaaz projesi devam ettirilmeli ve her bir görevlimizin camisinde vaaz edebilecek noktaya getirilmesi için baslatilan hizmet içi egitim seferberligi devam etmelidir. "Insan odakli personel politikasi." Baskanligimiz insan odakli bir personel politikasini egemen kilma gayretindedir. Adalet, esitlik, hak, hukuk, liyakat, yetenek ve kabiliyet gibi niteliklerin öne çikarilmasina çalisilmaktadir. Kati degil katilimci bürokrasiye islerlik kazandirmak, zorlastirici degil kolaylastirici, engelleyici degil, gelistirici olmak, problemleri çogaltmak yerine çözmek; personelin yeteneklerinin ortaya çikarilmasina ve gelistirilmesine imkân vermek; zaman, emek, insan ve kaynak israfini her firsatta önlemek temel esaslardir. Kurumsal yapilanmanin hemen her asamasinda insani ve ahlaki degerler önceliklidir. "Diyanet Isleri Baskanligi hizmet politikalarini gözden geçirmek zorundadir." Müftülüklerimiz basta kamu kurumlari olmak üzere sivil toplum kuruluslari ile isbirligini gelistirmeli, herkesi kusatan bir anlayisla hareket etmelidir. Bu çerçevede tabii paydaslarimiz arasinda yer alan ve Milli Egitim Bakanligina bagli olarak görev yapan Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi, Meslek Dersleri ögretmenleri ile ilahiyat fakültelerinin ögretim kadrolariyla isbirligine gidilmelidir. Yeni egitim-ögretim müfredatiyla birlikte Baskanligimiz hizmetlerinin de yeniden gözden geçirilmesi ve güncellenmesi gerekir. Bu çerçevede Kur'an-i Kerim ve Siyer derslerinin okullarda seçmeli olarak okutulmasina yönelik bir gelisme, Baskanligimizin hizmet politikalarini gözden geçirmesini zorunlu kilmaktadir. "Çocuklarimiz, yaz Kur'an kurslarina tesvik edilmeli." Yaz tatili dönemlerindeki Kur'an kurslari, çocuklarimizin kendisiyle ve toplumla barisik iyi birer insan olarak yetismesi, din konusunda dogru ve saglikli bilgi edinmeleri, din egitimini yeterli düzeyde, zamaninda ve dogru bir yöntem ve içerikte almalari anne-babalarin sorumlulugunun bir parçasi oldugu gibi, toplumsal bütünlügümüz, yavrularimizin ileride yanlis telkinlere maruz kalmamasi, manevî bosluga düsmemesi, dinî kimliklerinin insasi ve özgüvenlerinin yüksek olmasi açisindan da son derece önem arz etmektedir. Yas sinirinin kaldirilmis olmasi sevindirici bir gelismedir. Ayrica çocuklarimizin yaz Kur'an kurslarina tesvik edilmesi, onlarin camilerimizle en güzel bir sekilde bulusmalarinin saglanmasi sürekli göz önünde bulundurulmasi gereken hususlardir. "Din hizmetleri toplumun tüm kesimlerine ulastirilmali." Toplumun tüm kesimlerine din hizmetlerini ulastirabilmenin yollari ve metotlari arastirilmali, özellikle kadina, aileye, çocuklara, gençlere, ögrencilere, isçilere yönelik hizmetler yeniden gözden geçirilmelidir. Müftülerimiz sehirlerimizin dinî-manevî hayatina rehberlik etmeyi esas almalidir. Sokak çocuklari, evsiz-yurtsuz insanlar, bakima ve destege muhtaç hastalar, hükümlüler vs. gibi açik ilgi ve rehabilitasyona ihtiyaç duyanlara karsi duyarli olmak, bu ilgiyi sevgi, sefkat ve merhamet temelli dayanisma ilkeleriyle sürdürmek gerekir. "Bölgesel ve lokal özellikleri dikkate alan yeni ve etkili bir din hizmeti stratejisi gelistirilmelidir." Ülkemizde kentlerin göç olgusuyla degisen demografik ve kültürel yapisi din hizmetlerinin yeniden gözden geçirilmesini ve düzenlenmesini zorunlu kilmaktadir. Bölgesel ve lokal özellikleri dikkate alan yeni ve etkili bir din hizmeti stratejisi gelistirilmelidir. 
Kaynak: http://www.moralhaber.net/
Haberi Oku
Etiketler: , hürriyet, yerel haberler, internet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder