22 Mart 2012 Perşembe

Neyzen Rýfat Varol´dan ney dersi (Video)

Neyzen Rifat Varol´dan ney dersi (Video)

Eser Postallinin röportaji Bendeniz 1982 yilinda Bolu Gerede’de dünyaya geldim. Ilkögretim ve liseyi Gerede’de tamamladim. Bu dönemlerde zaman zaman Gerede ilçesindeki din görevlileri, hocalarla beraber mevlid toplantilarinda ilahiler söylerdik. Musikiyle tanismamiz, belki ilk temasimiz bu sekilde oldu. Onun disinda neyle ilk tanismam da dershane yillarinda  bir hocamiz vasitasiyla oldu. Neyden ses çikarmaya çalisirken demden bir ses çikardi. Yanlis degil ama ciliz, demden bir ses çikardi. O ses çok etkilemisti beni. Sonra Bolu’da müzik marketlere baktim ney almak için ama bulamadim. Sonra yillar geçti. Üniversite yillarinda Fatih Koca hocamizla tanistik. Kendisi Ankara Üniversitesinde hocadir. Onunla beraber ney üflemeye basladik 2000’li yillarin baslarinda. O günden bugüne neyle ilgileniyoruz… VIDEO IÇIN TIKLAYINIZ>>> Ailenizde sizden baska musikiyle ilgilenen kimse var miydi? Benden baska ailemde musikiyle kimse ilgilenmiyor. Ama ailemden gelen bir sey var tabi. Kulaklarinin saglam oldugunu düsünüyorum. Kardeslerimin egitim almadiklari halde musikiye istirak ederken dogru ses bastiklarini görüyorum. Neyin musikimizde diger sazlardan ayri bir yeri vardir. Özellikle zor çalinan bir enstrüman oldugu inanci vardir. Bu sazi ögrenmek isteyenlere ne gibi tavsiyeniz olabilir? Ney, ilk baslarken ses çikarmasi gerçekten zor bir enstrüman. Tabi neyden istenilen kalite ve letafette ses çikartmak yillari alan bir süreç. Ilerleme sürekli devam ediyor. Önce birinci kademe normal sesler çikar. Pest sesler birkaç sene sonra çikmaya baslar. Bütün sesler yillarca tekamül ederek kuvvetlenir. Ney üflerken parmaklariniza bakmazsiniz. Notayla icra ediyorsaniz sadece notaya odaklanirsiniz. Parmaklariniz zaten notalari basacaktir. Ögrendikten sonra, sesleri çikardiktan sonra gerisi biraz daha kolay diye düsünüyorum. Ilk basta çok sabir gerektiriyor. Mesela çogu insan neye bir hevesle basliyor ama birazcik isin basindayken sabretmesini bilen devam ettiriyor. Gerçi her enstrümanda sabir önemlidir ama ney için biraz daha fazla sabir gerekir. Geleneksel sanatlarimizda yetismis olan bir sanatçiya el verilir ya da icazet verilir. Size ney için el verildi mi, ustanizdan bahsedebilir misiniz? Bizim üslubumuz Neyzen Emin Dede’den gelen klasik ney üslubu. Bunun devam ettiricisi Neyzen Emin Dede’den sonra talebesi Halil Dikmen Bey ve onun talebesi de Niyazi Sayin hocamiz. Bizim üfleyis tarzimiz ve ney yapma tarzimiz da Niyazi Hoca’nin söyledigi sekilde, en azindan gönlümüzde olan o yol. Kaydirma metoduyla ney yapiyoruz. Dolayisiyla o mecradan geliyoruz. Benim hocam bu üsluptan gelen Ekrem Vural ve Fatih Koca. Biz onunla beraber basladik iki binli yillarda. Sonra Istanbul’a geldigimizde de diger pek çok hocamizdan istifade ettik. Ney yapim konusunda da daha çok kendi çabalarimla arastirarak, sorarak bu isi ilerletmeye çalistim. Nitekim atölyemize gelen hocalarimizla, gerek onlarin tavsiyeleriyle gerek bizim bir seylerin farkinda olmamizla, bazi hususlarda onlara danismamizla isimizi gelistirmeye çalisiyoruz. Siz hem bu isin sanatini hem de zenaatini icra ediyorsunuz. Hem ney açiyorsunuz, hem de ona nefes veriyorsunuz. Biri digerini destekliyor mu ya da ikisinden birini seçmek isteseniz hangisi olurdu tercihiniz? Söyle bir sey söyleyeyim: Hiç ney üflemeden ney yapmanin imkani yok. Belki perdelerin yerini ölçerek bulabilirsiniz ama deneme sansiniz olmasi lazim. Iyi derecede ney üflemek lazim ki gerek tiz sesler gerek pest sesleri denemek lazim. Hem neyin kendi arasindaki tutarliligi hem de evrensel akord açisindan dogrulugu çok mühim. Akordu çok önemli neyin, çünkü bir kere yapiliyor. Kamis üzerinde belirlediginiz noktalari açtiktan sonra artik bunun tam anlamiyla bir geri dönüsü yok. Artik o perde pest midir dik midir… Diger enstrümanlar böyle degil, her gün akordu yapilabiliyor icraci tarafindan. Ancak neyde böyle bir sey yok. Bu nedenle ney yapabilmek için iyi bir seviyede ney üfleyebilmek lazim. Bunun disinda tabii her gün neyle mesgul oldugumuz, ney açtigimiz için artik hangi kamisin hangi ölçüde kesilecegini, içinin hangi çapta açilacagini, buna hangi tür bas parenin yapilacagini az çok kestirebiliyoruz ama bazen de dogal bir malzeme oldugu için her kamistan da istenen kalitede sesler elde edilemeyebiliyor. Biraz da nasip isi. Bendeniz 2004 yilindan beri ney açmaya gayret ediyorum. Ney Neva adinda bir atölyemiz var. Kamislari temin için bizzat kendim gidiyorum, Hatay, Adana civarina. Daha önce neyleri de kendim kesiyordum kamisliktan. Artik son yillarda kesim isi yapan insanlar var, onlardan temin etmeye çalisiyorum. Bir de neyin üfleme kismi var, baspare… Kaliteli bir ses elde etmek için baspare formu ve malzemesi çok önemlidir. Baspare normalde manda boynuzundan yapilir. Manda boynuzunun temini çok zor. Yalniz  zor da olsa Babam Sami Varol buluyor. Onunla yapmaya gayret ediyorum. Baspare’nin formu neyzenin istegine göre sekillenmekte ve bazen biraz dik bazen yayvan, üfleme kismi da birazcik dar ya da genis olarak istenilen sekilde yapmaya gayret ediyorum. Açtiginiz neylere ciddi bir garanti de veriyorsunuz. “Bizden kaynaklansin ya da kaynaklanmasin ömrümüz elverdigi ölçüde neylerimiz bizim sorumlulugumuz altinda olacaktir.” diyorsunuz. Malumunuz, ney bizden çiktiktan sonra aradan yillar da geçse onu taniyoruz. Dolayisiyla neyzenle, ney üfleyen kisiyle, bizden ney alan kisiyle birebir irtibatimiz oluyor. Arkadasligimiz, dostlugumuz oluyor. Bu vesileyle dost olarak gördügümüz için her türlü, onun yaninda oluyoruz. Yani o neyden memnun kalmayabilir. Biraz zor ses çiktigini söyleyebilir. Sesinin biraz pest ya da dik oldugunu söyleyebilir. Hemen ya o neyi degistiriyoruz ya da baska bir bas pare veriyoruz. Olmadi iki üç tane ney veriyoruz, bunlardan hangisini begenirseniz onu alin. Bu sekilde yapiyoruz. Bizim isimiz dost kazanmak… Tasavvuf müzigi deyince insanin aklina ilk gelen estrümandir ney. Acaba bu sazla ugrasmak insanin hayata bakisini ve yasayisini etkiliyor mu? Ney diger enstrümanlar gibi degil tabii. Neyi alip gidip bir barda icra edemezsiniz. Ya mevlevihanede icra edilir ya dini musikinin icra edildigi bir ortamda bulunur ya evde gönül bilen dostlarla birlikte icra edilir. Ladini müzik de icra edildigini görüyoruz ama neyin kendisi mutlaka insani bir çerçeve içinde tutacaktir. O çerçevenin disina tasmak biraz zor olur. Dolayisiyla böyle bir güvenceye almis oluyor ney bizi. Mevlana Bisnev in ney çün hikâyet mîküned / Ez cüdâyîhâ sikâyet mîküned der. Sizce neyi anlatir ney? Mevlana’ya göre ney ayriligi anlatir. Ney binlerce kamisin oldugu bir kamislikta bulunuyor. Bunlar akrabalari, arkadaslaridir… Arkadaslarinin arasindan kesiliyor, Istanbul’a geliyor. Burada birisi orasini burasini delerek ney yapiyor. Usta onun içini açiyor, bagrini delik desik ediyor. Üzerine perdeler açiyor ve ondan yanik bir ses çikiyor. Mevlana diyor ki, “Onun bu yanik sesi ayrilik hasretinden dolayidir.” Onun için ney ayriligi yasamis bir enstrümandir. Dolayisiyla yasadigi ruhu baskasina aksettiriyor ve insanlar bu ayrilik hasretinden etkileniyorlar. Çünkü bu onlarin da hikayesi. Biz de berzah aleminden geldik. Anavatanimizdan ayrildik, dünyaya geldik. Bizim de içimizi bosaltip ney yaptilar. O ayriligi, o hasreti anmamiz ve kavusma gününe hazirlanmamiz gerektigini ifade ediyor. Iste biz de, çok uzak da olsak, bunu idrak etmeye gayret ediyoruz. Birçok gençlik merkezi ve meslek edindirme kurslarinda ney de gitar ya da baglama gibi ragbet gören bir saz oldu son yillarda. Neyin bu sekilde popülerlesmesinin klasik musikimiz açisindan bir kazanim oldugunu söyleyebilir misiniz? Bu konudaki görüsleriniz nelerdir? Tabii kin ney enstrümaninin herkes tarafindan bilinmesi, en azindan soruldugu zaman herkesin hakkinda bir fikri olmasi, gençlerin ney üfleyelim diye seçmesi güzel bir hadise. Bu ise diyelim bin kisi basliyorsa yüz kisisi klasik musikiyi dinleyeyim diye yola çikar, dinler. Bunlardan ellisi hakikaten bu ise gönül verir, sever. Belki bu isin daha derin arastirmasina girer. Bir hayat felsefesi edinmis olur. Yani bu bir kisi bile olsa bir kazanimdir. Bunun disinda, sadece Türkiye’de degil, dünyanin her tarafinda neye olan bir ilgiden bahsedebiliriz. Nitekim bugün bize mesaj gönderen, bizzat kendisi Istanbul’a gelip ney alan pek çok insan var. Bunlarin arasinda Amerika’dan, Harward’dan bir tip profesörü Istanbul’a geldi iki gün önce. Biraz gezecek belki. Bir de ney alip memleketine dönüyor. Yine Istanbul’da büyük ilgi var. Avrupa ülkelerinden hakeza… Japonya’ya kadar… Bunlarin hepsine pek çok sayida ney gönderdim. Bunlarin içerisinde neyle tanisip yillar sonra neyin arkasindaki felsefeyi arastirip biraz Islamiyet’i arastirip Müslüman olan arkadaslarimiz da oldu. Hem bizim kültürümüzü baskalarina anlatma hususunda hem de inancimizi baskalarina anlatma hususunda hakikaten neyin ciddi bir rolü var. Insanlar bizim musikimizden çok etkileniyorlar. Peki neyin dini musiki disinda kullanilmasina ve bunun sonucunda ortaya farkli bir müzik formu olusturulmasina nasil bakiyorsunuz? Bu ney enstrümani için bir zenginlesme midir? Neyin bir elektronik müzik içerisinde kullanilmasi, neyin asil kimligini bozmaz. Yani mutlaka neyi, ney gibi üfleyen, neyle klasik musiki icra eden insanlar her zaman bulunacaktir. Ama bunun disinda neyi baska bir müzik içerisinde kullanan insanlar da olacaktir. Burada da insanlar bu neyi duyunca, “Bu da neymis, ne güzel sesi varmis.” diyerek onlari neye yaklastiran bir etkisi oldugunu da görmek lazim. Neyi bu sekilde kullanan insanlar, ney sadece budur demiyor. Ben bu sekilde icra ediyorum, insanlar bu sekilde de neyi seviyor diyor. Ama asil ney, klasik ney bu degil. Kendileri zaten bunu ifade ediyor. Dolayisiyla bu da bir zenginliktir, ama baska bir müzik seklidir.  Klasik ney tavrinin gönlümüzdeki yeri ayridir tabi. Bayrampasa Gençlik Merkezi (BAYGEM)’de de müzik kurslarimiz var. Ney kursumuz da oldukça ilgi görüyor. Oradaki ögrencilerimize ve on5yirmi5 okurlarimiza neyle ilgili tavsiyeleriniz nelerdir? Öncelikle bizi dinleme nezaketini gösterdiginiz için çok tesekkür ederim. Uzun bir yol; ama hayatlarinda her zaman birlikte olacaklari bir arkadas olacaktir ney. Onun disinda hocalarinin tavsiyelerine uymalari, bol bol üflemeleri ve güzel ses çikarmaya çalismalari… Bu güzel sohbet için biz de size çok tesekkür ediyoruz. Rifat Varol’un Ney Neva ney atölyesinin bir de web sitesi bulunmakta... Dilerseniz ziyaret edebilirsiniz.  
Kaynak: http://www.moralhaber.net/
Haberi Oku
Etiketler: , Medya Haberleri, Siyaset Haberleri, Kültür Haberleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder