5 Mart 2012 Pazartesi

Gizemli Sultan Abdülhamidi keşfetmek

Gizemli Sultan Abdülhamidi kesfetmek

Ismail Çolakin yazisi 10 Subat, Sultan II. Abdülhamid’in vefatinin 94. Yildönümü. Üzerinden bir asra yaklasik bir zaman geçmesine ragmen sahsiyeti, icraatlari, eserleri, hizmetleri, projeleri, politikalari ve düsünceleri ile yasayan bir lidermis gibi hâlâ kendinden söz ettiriyor, konusulup tartisiliyor. Gizemli âlemine nüfuz ettikçe, sahsina saldirilarin çamuru tarih ilminin sahadeti dâhilinde temizlendikçe, ortaya sasirtici, ezber bozucu, “ögretilmeyen/gizlenen” bir Abdülhamid portresi çikiyor. Yillarca resmî ideolojinin/tarihin “kizillastirip”, anlasilmazlik zirhina büründürdügünden farkli bambaska, aydinlik ve göz kamastirici bir portre bu. Bu çerçevede, Nesil Yayinlarindan çikan ve 6. Baskiya ulasan “SON IMPARATOR: ABDÜLHAMID HAN’IN GIZEMLI DÜNYASI” kitabimiz, Sultan Abdülhamid’i yeniden okumak ve kesfetmek noktasinda ufuk açici bir keyfiyete sahip. Hakkindaki iddialara/tartismalara cevap vermesi ve bilinmeyen cephelerine isik tutmasi anlaminda kitabimizda yer verdigimiz, bazi tarihçi, yazar, arastirmaci ve entelektüellerin dikkat çekici görüs, tespit ve tahlillerini paylasmak istiyorum: KIZIL MI, GERICI MI, ILERICI MI? * M. Kemal Inal, Abdülhamid’e yöneltilen “Kizil Sultan” benzeri yaftalarin, tarihi gerçeklerle bagdasip bagdasmadigina söyle parmak basmistir: “Onun ‘Kizil’ yahut ‘Kirmizi Sultan’ligina, yani hunharligina dair duyumlar ve yayinlarda bulunan Islâm ve Türk düsmani yabancilarin ve onlarla agiz birligi eden yerli garazkârlarin savunduklari laflarin iftira oldugunu söylemek, tarafsizliga ve hakliliga ait olan bir vazifedir.” * Ismail Hami Danismend’in, II. Mesrutiyet’ten Cumhuriyet’e uzanan süreçte Abdülhamid üzerinden ideoloji, siyaset ve tarih üretme zihniyetinden vazgeçilmedigine dair görüsleri oldukça çarpicidir: “Tarihte tahrif edilmis birçok sahsiyetler vardir. Bazilarinin kahramanlastirilmasina mukabil, bazilari da ‘ejderlestirilmistir’. II. Abdülhamid iste bu ikinci zümredendir. Saltanat devrinde muhalifleri tarafindan yabanci memleketlerde ve hal’inden sonra da düsmanlari tarafindan Türkiye’de yazilan eserlerde bin türlü mübalagalarla yalniz kusurlarindan bahsedilmis ve gene bin türlü iftiralar atilarak kanli ve korkunç bir tip haline getirilmistir. Ikinci Mesrutiyet’ten Cumhuriyet devrine intikal etmis tuhaf bir siyasî anane vardi: Ikinci Abdülhamid’e körü körüne sövüp saymayi, tahta çikisindan itibaren aleyhine tertip edilen klasik iftiralari ikide bir tekerleyip durmayi inkilâpçilik, halkçilik ve bilhassa baticilik geregi sayan hastalikli bir zihniyet tesekkül etmistir. Dünya tarihinin kaydettigi bütün hükümdarlar gibi Sultan Hamid’in de birtakim taksirati (hatalari) vardir. 32 sene, 7 ay, 27 gün süren saltanat devrindeki icraati tarafsiz bir nazarla incelendigi zaman, sevaplarinin kabahatlerinden pek çok oldugu derhal meydana çikmaktadir. Memleketin kültür seviyesini yükselten Sultan Hamid’dir.” * Sosyolog Serif Mardin, Sultan Abdülhamid döneminin gerici-baskici bir dönem mi, yoksa modern-aydinlik bir dönem mi oldugu hakkinda su objektif sorguyu yapiyor: “Sultan Abdülhamid devrini genellikle bir gerilik, istibdat devri olarak niteleriz. Böyle bir görüsün gerçegi ancak sinirli bir sekilde aksettirdigine artik süphe kalmamistir. Bugün yapilan her arastirma, Abdülhamid devrinin, bir açidan önemli bir “modernlesme” devresi oldugunu daha açik bir sekilde göstermektedir.” SON PADISAH SON KURTARICI * Onu, “Osmanli’nin Son Padisahi” olarak kabul eden Cemil Meriç’in tespitleri son derece muhtesemdir: “Osmanli, II. Mahmud’la ölmüstür. Abdülhamid bu ölüyü diriltmis ve otuz üç sene ayakta tutmus yegâne adamdir. II. Abdülhamid, son Osmanli padisahidir. Osmanli, II. Abdülhamid’de biter.” * Arastirmaci Orhan Kologlu, su anlamli analiziyle Cemil Meriç’in tespitini daha da pekistiriyor: “Sultan Mahmut’a, Yeniçerilerin kökünü kazimaktaki israri yüzünden “kana doyamadi” denmistir. Abdülhamit’teki hirs da herhalde “kurtarici olmak” hirsiydi. O da ona doyamadi.” * Tarihçi Osman Turan’in teshisi ise su istikamette: “Abdülhamid Han’in nasil buhranli bir devirde teslim aldigi ve kendisinden sonra devletin dokuz yilda ne derece dagildigi ve hatta anavatan Anadolu’nun bile istila edildigi göz önüne getirilirse tarih ilminin bu padisah hakkinda verecegi sasmaz hüküm onun lehinde olacak ve tenkitler teferruata inhisar edecektir.” * Türkçülügün ideologlarindan Nihal Atsiz ise, devleti ayakta tutmak için onca ugras vermesine ragmen hak etmedigi türlü iftiralara maruz kalmasinin büyük bir talihsizlik oldugunu söyle savunmustur: “Cemiyetin en büyük haksizligina ugramis tarihi sahsiyetlerden biri Ikinci Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin agir yükünü omuzlarinda tasiyan, en güvenebilecegi adamlarin ihanetine ugrayan ve dagilmak üzere olan, içi-disi düsman dolu bir imparatorlugu otuz üç yil zekâ ve hamiyetle ayakta tutan bu büyük padisah, katil, kanli, müstebid, kizil sultan, cahil ve korkak olarak tanitilmis, daima aleyhinde isleyen bu propagandanin tesiriyle de böyle taninmis talihsiz bir insandir.” TARIHÇI ISMAIL ÇOLAK’IN kitaplarini 444 24 14ten isteyebilir ya da internet üzerinden asagidaki web adreslerinden alabilirsiniz:  WWW.KITAPOKUSAK.COM
Kaynak: http://www.moralhaber.net/
Haberi Oku
Etiketler: , Siyaset Haberleri, Haber Yorum, Son Röportajlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder