6 Temmuz 2012 Cuma

Almanyadaki Türk ve Kürt kanaat önderleri Kürt sorununa çözüm aradý

Almanyadaki Türk ve Kürt kanaat önderleri Kürt sorununa çözüm aradi

Avrupa'daki Türkiye kökenlilerin kimlik, entegrasyon, asimilasyon sorunlari ve Kürt sorunu Almanya'nin Köln kentinde masaya yatirildi. 2008 yilindan bu yana, Türkiyedeki kimlik sorunlarina iliskin çesitli gayri-resmi diplomasi toplantilari yürüten Ekopolitik Arastirma Merkezi, bu toplantilarin ilk Avrupa ayagini Türkiyenin Büyük Çatisi: Avrupa-Almanya Duragi adi altinda, 26-27 Mayis tarihlerinde Almanyanin Köln sehrinde gerçeklestirdi. NH Mediaparktaki toplantida, farkli kimlik gruplarina mensup Türkiyeden 16, Avrupadan ise 31 olmak üzere toplamda 46 katilimci yer aldi. Prof. Dr. Vamik Volkanin agaç modeli temel alinarak yapilan çalismada, ilk kisimda Avrupa ülkelerine göç etmis farkli gruplardan vatandaslarin kimlik, aidiyet, entegrasyon, asimilasyon gibi sorunlari konusuldu. Daha sonraki kisimlarda ise basta Kürt diasporasi olmak üzere, Kürt sorununa iliskin muhatap kabul edilebilecek gruplarin hangileri oldugundan ve bunlara iliskin ne tür çalismalarin yapilmasi gerektiginden bahsedildi. Özellikle Kürt Sorunu basta olmak üzere, etnik veya dinsel kimlikle alakali sorunlara Avrupadaki vatandaslarin yaklasimlari, Avrupada bu sorun çerçevesindeki örgütlenmelerin Türkiyedeki çatisma ortami ile olan etkilesimi gibi konular masaya yatirildi. BDP'nin son anda katilmama karari verdigi toplantiya, Kürt sanatçi Sivan Perver'in temsilcisi Ziya Pir, Kürt politikaci Sedat Yurttas, Almanya'da Kürtçe yayin yapan bir radyo yöneticisi gibi Kürt temsilcilerin yani sira, Avrupa Türk Islam Birligi (ATIB) kurucusu Musa Serdar Çelebi, Yesiller Partisi KRV Eyalet Milletvekili Arif Ünal, UETD Genel Baskani Hasan Özdogan, Zaman gazetesi yazari Mahmut Çebi, Türkiye'den bilimadamlari ve gazeteciler katildi. BDP kanadindan ve diasporada silahli mücadeleden yana olan gruplardan temsilcilerin katilmamis olmalarinin toplantinin temsil gücünün yeterliligi konusunda bazi katilimcilarda çekincelere neden olsa da, ortak bir çözüm için diyalog adina bir araya gelmelerine ön ayak oldugu ve sürdürülebilirliginin elzem görüldügü siklikla dile getirildi. Toplantida çesitli çözüm önerilerinin konusuldugu toplantida diyalogun gelismesi, karsilikli önyargilarin kirilmasi için toplantilarin diger Avrupa ayaklarinin Isveç, Fransa ve Belçikada gerçeklestirilmesi, benzer toplantilarin genç jenerasyonlar ile yeniden yapilmasi, Avrupada bu toplantilarin sürdürülebilirligine yönelik bir çekirdek ekibin olusturulmasi ve es zamanli olarak bu sorunlarin Türkiyede de, örnegin Diyarbakirda da durum ne olursa olsun, silahlar susmasa da, konusulmaya devam edilmesi önerileri sunuldu. Hak ve özgürlüklerin demokrasi çerçevesince hukuk tarafindan güvenceye alinmasinin öneminden siklikla bahsedildi. Özellikle, bir grubun hak ve özgürlükleri tartisilirken bunun genel demokratiklesme konusunda herkese esit uzaklikta politikalar olusturacak sekilde ele alinmasinin, örnegin, Kürt sorunu tartisilirken, farkli konularda yaptiklari protestolarda tutuklanan genç ögrenci eylemcilerin de durumlarinin degerlendirilip tartisilmasinin gerekliligi vurgulandi. Alman ve Türk devletlerinin Avrupada yasayan Türkiye kökenli vatandaslarin durumlarina iliskin, kendi aralarinda seffaf bilgi alisverisinin saglanmasi, yurtdisinda yasayan Kürtler ve Alevilere iliskin Türkiyeden ilgili bakanliklarin yetki alanlarinin tahsis edilerek, Avrupada göç ettikleri ülkelerin hükümetlerine karsi kültürel haklari basta olmak üzere haklarinin korunmasi konulari da öneriler arasindaydi. Çifte vatandasligin taninmasina yönelik temennilerin yani sira, anayasa tartismalarindan çikacak sonuçlarin önemi üzerinde de siklikla duruldu. Genel olarak, demokratiklesme ve açilim süreçlerinin yeniden degerlendirilmesi ve barisçil çözüm önerilerinin tekrar konusulmaya baslanmasinin gerekliliginden bahsedildi. Ek olarak, yöntemsel anlamda bir katki olarak, temsil edilen gruplarin içerisine devlet, hükümet, polis akademisi gibi taraflarin da alinarak toplantilarin genisletilmesi de Ekopolitikin degerlendirmesine sunuldu.26 Mayis'taki toplantinin sonuçlari, Ekopolitik Baskani A. Tarik Çelenk ve bilim adamlarinin katilimiyla 27 Mayis'ta gerçeklestirilen basin toplantisiyla tanitildi. Bu toplantiyla 30 askin çalisma gerçeklestirdiklerini bildiren Çelenk, "Zannediyorum bu formatta Avrupa'da ilk çalisma. Genelde çok basarili bulundu ve umut tazelendi. Bunlarin devami istendi. Isveç ve Diyarbakir önerildi. En önemli sonuç, konusma sürecinin hiç bir sekilde susmamasi." Dedi.Kürt siyasetçi Sedat Yurttas ise, Kürt sorununun demokratik zeminde çözülebilecegine inandigini, toplantinin diyaloga hizmet ettigini vurguladi. Yurttas, "Yeni bir paradigmayla çözüm yolu bulmaliyiz. Bu yolu bulmak yakinlasmaktan, tartismaktan, insani olarak göz göze bakmaktan geçer. Bu toplanti bu amaca hizmet etmistir. Müzakereler devam etmeli, hükümete büyük görevler düsüyor. Duygu kopuklugunu ortadan kaldiran, insani, mantiki baglar kuran mantikli yapilanmaya ihtiyaç var. Bunun ilk adimi da Meclis'te Anayasa Komisyonu'nun yapacagi sözlesmeden geçiyor. Bu toplantilar ona da hizmet edecektir." dedi. Emekli bürokrat ve yazar Cevat Önes ise çok farkli kimliklerden insanlarin katildigi bu toplantinin önemine dikkat çekerek, "Katilimcilar Kürt sorunun diyalog, empatiyle, demokratiklesmeye derinlik kazandirilarak çözülmesi gerektiginde mutabik kaldilar. Temennimiz PKK'nin eylemlilik durumunun sonlandirilarak, silahlarin susturularak, yeni bir açilima imkan yaratilmasidir. Yeni Anayasa insa sürecinde Türkiye demokrasisine derinlik kazandirilmasi için iktidarin, muhalefetin ve Kürt siyasetinin asgari müstereklerde birlesmesi gerektigi herkesçe kabul edilmistir. Umarim Türkiye siyaseti, yurt disindaki vatandaslarin temsilcilerinin bu çagrisina cevap verir." dedi. Doç. Dr. Gamze Güngörmüs Kona ise PKK ve Türk hükümetinin uygulamalari baglaminda Almanya'nin kritik merkezlerden biri oldugunu hatirlatarak toplantinin önemine dikkat çekti. Kona, "Kürt arkadaslar 90'li yillardan beri çok farkli uçlari bir araya getiren ilk toplanti dediler."dedi. Ortada esit sartlarin olmadigini, bir devletin bir terör örgütüyle savastigini hatirlatan Kona, onun için devletin gerekli düzenlemeler yapmasi için önce PKK'nin silah birakmasi gerektigini, daha sonra ise devlete hukuki düzenlemeler, dagdan inenlerin rehabilitasyonu gibi görevler düstügünü vurguladi.
Kaynak: http://www.moralhaber.net/
Haberi Oku
Etiketler: , Bediüzzaman Haberleri, Saglik Haberleri, hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder