21 Şubat 2012 Salı

Reha Muhtar başýna gelen skandalý yazdý!

Reha Muhtar basina gelen skandali yazdi!

Reha Muhtarin yazisi Bugün tüm belgeleriyle anlatacagim olay, 32 yillik gazetecilik yasamimda benim bile agzimi bir karis açik birakan ibretlik bir olaydir... Bu satirlar Vatan gazetesi yazari Reha Muhtara ait. Muhtar basina gelen olayi tamamen yorumsuz yazmis kösesinde. HAS Partinin üst üste iki defa 28 Subat için yaptigi suç duyurusuyla birlikte garip bir sekilde suçlanan Muhtar, olan biteni bakin nasil yazdi: 28 SUBATTA DARBECILERLE BIRLIKTE SUÇ ISLEMISIZ HAS Parti Ankara Il Baskanligi 28 Subat süreciyle ilgili sorumlulari hakkinda bir suç duyurusunda bulunacagini açikladi... 1 Ocak 2012 tarihindeki suç duyurusu o zamanlar Sabah, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde çalisan 7 üst düzey gazeteciyi kapsiyordu... Dönemin askeri yetkilileri ve bazi sivil bürokratlarla birlikte anilan gazeteciler, duyuru belgesine göre birlikte suç islemislerdi... HAS Partinin antetli kagidina basili belge, HAS Parti Ankara Il Baskani Avukat Abdülhamit Gül imzasi tasiyordu... 1 Ocak 2012 tarihiyle... (...) 1 Ocak tarihinde, HAS Partinin 28 Subatla ilgili suçu birlikte islemislerdir diyerek agir suç isnadinda bulundugu gazeteciler konusu; fisilti halinde gazeteciler arasinda oradan oraya dolasmaya basladi... Öyle basitinden birsey degildi bu... Gazeteciler 28 Subata yardimci olup zemin hazirlamislardir gibi bir bildirim de degildi... (...) Aradan 15 gün geçtikten sonra, inanmasi güç, insanin agzini bir karis açikta birakacak acayip bir olay oldu... Ne olmustu kimler devreye girmisler, ya da hangi yeni belgeler gelmis!!!, veya hangi yeni belgeler!! de yok olmustu bilmiyorum... Olaydan sadece 15 gün sonra 16 Ocak 2012de, HAS Partinin, daha önce parasini ödemedigi için davalik oldugum Genel Baskan Yardimcisi Seref Malkoç, bu sefer Ankara degil, Istanbul Il Baskani ve iki parti yöneticisiyle yeni bir suç duyurusunda bulundugunu açikladi... Artik eski duyurunun yerine mi yapiyordu, yoksa onu alip bunu mu suç duyurusu olarak veriyorlardi o tarafina simdilik girmeyelim... Sonuçta olan suydu: Ayni parti ayni olayla ilgili sadece 15 gün arayla iki ayri suç duyurusunda bulundugunu söylüyordu... Olabilir diyebilirsiniz... Fakat olmayacak olan, daha dogrusu acayip derecede garip olan suydu: 6 GAZETECININ ISMI SILINDI BIR REHA MUHTAR KALDI Birinci suç duyurusundaki suça ortak olan gazeteciler gitmis, ikinci suç duyurusunda suça ortak 6 gazetecinin yerine, tek bir gazetecinin ismi yardimci olarak girmisti... 6 kisinin yerine gelen tek gazeteci de bendim!!! Birileri sagolsun merhamet!!! etmis adim suça ortak degil, yardimci kisi diye konmustu... Bir anda gazeteci sayisi yediden ikiye inerken, alti kisinin ismi uçmus, bendenizin ismi numune niyetine yazilmisti... (...) Simdi bir durup düsünelim... Alti gazeteciyi 28 Subat sürecindeki suçlari beraberce islemekten, direkt istirakten sorumlu tutacaksiniz 15 gün önce... 15 gün sonra bu isimler uçacak ve bir baska gazeteci bu kez suçu beraber islemekten degil yardim etmekten oraya konacak... 28 SUBATTA  O ANDIÇI BIR BIZ YAYINLAMADIK BIR DE... 28 Subat günlerinde meshur bir andiç çikmisti... PKKnin bir üst düzey yöneticisinin Mehmet Ali Birandla, Cengiz Çandarin Apodan para aldigi seklindeki aslinda varolmayan ifadesi gazetelerde sayfa sayfa yer almisti... Maslakta bir benzincinin asma katinda penceresi olmayan bir odada çalisiyordum... Arkadaslar getirdiler haberi, gazetelerde yer almisti, normali gazetelerden alintilamakti... Içimden bir ses tuttu beni... -Girmeyelim arkadaslar demistim; Çok agir bir iddia bu... O adamin dogru söyledigini bilemeyiz... Hatta bir arkadasim Abi haber iyi haberdi gibisinden bakti yüzüme... Beni izlenilirlikten etkilemeye çalisiyordu... Içimden bir ses, tutmustu beni... Yok vermeyelim demistim... *** SHOW haber merkezi o andiçi yayinlamayi reddetmisti... O günlerde bir tek SHOW bir de rahmetli kardesim Ufuk Güldemir yayinlamamisti o belgeyi... Kimseyle ast-üst, emir-komuta, siyasi rant-para-ikbal-kariyer gibi iliskilere girmeyen vicdaniyla bas basa bir durumdu benimkisi... Genelde bununla hiç iliskisi olmayanlar, beni vicdansiz gösterebilmek için aci var aci sloganini vicdansiz yayinciligin sembolü olarak kullanmaya çalismislardi... Bütün gazeteler ellerindeydi o günlerde... Istedikleri algiyi istedikleri hakkinda yaratabiliyorlardi elbette... Belki hala öyle olacagini zannediyorlardir kim bilir?..
Kaynak: http://www.moralhaber.net/
Haberi Oku
Etiketler: , Siyaset Haberleri, dünya haberleri, Medya Haberleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder